Ülkemizde öğrencilerin liselere veya üniversitelere girişleri bir sınav çerçevesinde gerçekleşmektedir. LGS, YKS ve diğer sınavlarda bilgi seviyelerinin yanı sıra öğrencilerin okuduğunu anlama ve muhakeme yeteneklerinin de ölçüldüğünü biliyoruz; bu durumda öğrencilerin okuma hızlarını ve anlama oranlarını artırmaları sınavlarda onlara avantaj sağlayacaktır, diyebiliriz.
Okuma alışkanlığının dünya ortalamasının oldukça gerisinde olduğu ülkemizde, sınavlar okuduğunu anlamak üzerine organize edilirken öğrencilerin yaklaşık okuma hızının dakikada 130-160 kelime olduğu sistemde dakikada 150 kelime okuma hızı baz alınarak toplam soru sayısına bir süre biçilmiştir. Bu süre doğrultusunda, her soruya ayrılan zaman belli olduğundan okuduğunu anlamayan öğrencinin geriye dönüp yeniden okuduğu her soru, onun toplam sınav süresinden zaman çalacağı için sınavda zamanı yetiştirememe sorunu ortaya çıkacaktır. Geriye dönüp okuduğu her paragraf veya diğer disiplinlere ait sorular, öğrenciyi soruların doğru cevaplarına değil de sınavı yetiştirememe kaygısına götürecektir. Bu da soruyu tekrar tekrar okumasına ve diğer sorulara ayrılacak zamanın harcanmasına neden olur. İşte burada zaman yönetimi ve odaklanma devreye giriyor. Sınava hazırlanan öğrencilerin okuma alışkanlıklarını değiştirip okuma hızlarını dakikada 300-600 kelime bandına çekmeleri, anlama oranlarını otomatik olarak % 80’in üzerine çıkarırken zaman kaygısını ortadan kaldıracaktır. Sonuç olarak sınavlarda en önemli şey: Hızlı okumak, zamanı etkili ve doğru kulllanmaktır.
Kitaplar uygarlığa yol gösteren ışıklardır.