ÇOÇUKLAR NEDEN OKUDUĞUNU ANLAMIYOR?

  • 100 Görüntülenme
  • 25 Nisan 2023

“Çocuklar okula başlayana kadar ailelerinden hikaye ve masal okumalarını isterlerken neden okula başladıklarında bir süre sonra kitaplardan soğurlar?” sorusunun cevabı ile başlarsak her şey rayına oturur.Okula başlayana kadar okuma eylemini aile yaparken çocuğun göz kasları yorulmuyor, anne veya baba akıcı okuması ile çocuğu masal dünyasının içine alıyor ve okunanın anlaşılır olmasının verdiği keyif ile büyülü dünyalara götürüyordu. Okula başlayan çocuğun dünyasında değişen ilk şey artık anne veya babasının hikaye okumuyor olması ve bu görevin çocuğa düşecek olmasıyla birlikte okurken yalnız kalması demekti. Okulun başlaması ile birlikte çocuk bu duruma karşı tepki geliştirir. Bu tepkiyi bir kenara bırakacak olursak diğer sorun çocukların okullarda okuma yazmayı öğrenme şekilleridir. Çocuklar okullarda sessiz harflari gırtlaktan sesli harfler yokmuş gibi telaffuz ederek sonrasında ise yanlarına sesli harf getirerek harfleri teker teker birleştirerek okuma-yazmayı öğrenirler.Okuma-yazma ile birlikte çocuklar okullarda kısaca parçadan bütüne giden bir sistem ile okumayı öğrenmekte ve harften kelimeye doğru ilerlemektedir. Oysaki diğer dünya dillerinde bütünden parçaya giden bir sistem uygulanmaktadır. Hızlı okuma eğitimlerinde de kelime bazında değil sözcük grupları şeklinde okuma öğretilmekte ve gözü yormayan bu sistem ile hız kazanılmaktadır. Buraya kadar kabaca verilen bilgiye dayanarak şunu diyebiliriz ki: Çocuklar önce harf harf, sonrasında kelime kelime okurken yorulmakta ve dikkatleri dağılmaktadır. Dikkati dağılan çocuğun okuduğunu anlamaması ise bu durumda çok normaldir. Hız ve odaklanma arasındaki ilişki doğru orantıdır. Hız yoksa odaklanma ve konsantrasyon da yoktur.

Sadece okuyup geçme durumunda ise anlama eylemi zaten hiç oluşmamaktadır. Yukarıda açıkladığımız sebeplerden dolayı okuma ve okuduğunu anlama eylemine birçok yerden ket vurulmuş ve çocuk zamanla okumayı sevmek yerine okuma alışkanlığından uzaklaşmıştır. Yeteri kadar okuma egzersizi yapmayan çocuğun bu durumda sözcük dağarcığı da gelişememiş belli bir seviyede kalmıştır. Okuma eyleminde en önemli şeylerden biri kelime dağarcığıdır, yeterli deneyimi olmayan ve dar bir kalıp içinde okuma eylemini gerçekleştiren çocuğun okuma hızı oldukça düşüktür. Bazen okurken karşılaştıkları sözcükleri tanımamakla birlikte durup anlamaya çalışmaları daha da okuma hızları yavaşlamakta ve okumaktan sıkılıp okuma eylemini bıraktırmaktadır. Oysaki Gestalt’ın beynin tamamlama özelliğine göre yeteri kadar sözcük dağarcığına sahip olsalardı beyin kelimeleri tamamlayarak ekstra entegrasyonda cümleyi tamamlayacak ve dilin kalıpları değişmeyeceği için de çocuk otomatik bir sonraki kelimeyi hızlıca okuyacak ve konuşma hızına yakın bir tempoda da okuma eylemini gerçekleştirecektir. Buradan şunu anlıyoruz ki: Okuma yazma eylemi bir bütündür; okumayı öğrenme şekli, sözcük dağarcığı ve odaklanma okuma hızını etkileyen en önemli etkendir.

Kısaca özetlersek çocuklar okumayı sevmiyor ve çabuk sıkılıyorsa bunun nedeni yanlış okuma şekli,yorulan göz kasları ve odaklanma olamadığı için oluşan ilgi eksikliğidir; bu sorunu çözmek için önce okuma şeklini değiştirerek işe başlamalıyız, diyebiliriz.

Öneri Köşesi

Kitaplar uygarlığa yol gösteren ışıklardır.

Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?